- Bir okuma bilgisayarı yapacaksın abi. Bilgisayar dünyadaki tüm kitapları okuyup anlamlandıracak, bir takım sonuçlara varacak. Bize hap şeklinde esas meseleyi söyleyiverecek. Olmaz mı? Olur abi. Böylece kitabı sadece keyfimiz için okuyacağız. Para mı? Heyecanı yeter abi…
- Karadeniz’den Saros körfezine, Trakya üzerinden özel bir ray döşeyeceksin abi. Özel yapım bir trenle gemiyi alacaksın Karadeniz’den, Fatih Sultan Mehmet hesabı karadan Ege denizine indireceksin. Böylece boğaz trafiği rahatlayacak, tehlike kalmayacak. Her gemiden de dünyanın parası tabi. (Ben bunu yazdıktan bir sene sonra aynı yol üzerinden boru hattı döşeme kararı alındı. Yine de demiryolu daha iyi.)
- Ne gerek var abi füzelere mekiklere yav. Uluslar arası uzay istasyonu var ya, oradan dünyaya çift halat çekeceksin. Asansör gibi bir şey yapacaksın. Sonra da bayrak çeker gibi halatı çekerek asansörü uzaya çıkaracaksın. Eee üç beş kuruş da yolunu bulacaksın. (Ben bunu yazdıktan iki ay sonra NASA buna benzer bir proje düşündüğünü açıkladı. Halbuki fikrim yayınlanmamıştı. Kim yetiştiriyor bunlara yav!)
- Bilgisayar çıkalı eski çocuk oyunları unutuluyor. Diyorum ki, nasıl futbol, satranç, bilek güreşi turnuvası falan düzenleniyor, onun gibi yakartop, uzun eşek, gazoz kapağı, saklambaç, misket vs. turnuvaları yapacaksın. Bunun seyirci geliri, reklam geliri, tişört satışı vs. geliri var. Üff be abi, paraya para demeyiz, ne diyeceğimizi de bilemeyiz.
- Tartışma programlarının dekoru değişmeli abi. Mesela masa yerine kum torbaları olsa, böyle militarize bir hava… Sonra kalem kitap fırlatmak serbest olmalı, ne olacak abi herkes fırlatıyor. Yok abi, silah biraz abartı olur.
- Karadeniz’de 200 metreden derin bölgeler,neydi abi, hidrojen sülfür gazıyla doluymuş. Ondan balık o derinlikte yaşamıyormuş. Devlet işletsin abi. Salacaksın boruyu Karadeniz’e, çıkaracaksın gazı. Ayıracaksın hidrojenini kükürtünü. Ne mi yapacaksın? Hidrojenli araba abi! Oksijenle birleşince birleşti mi motoru yürütür. Egzozdan da sadece su buharı çıkarır. Çevre dostu abi, boru diil… Tabi aslında boru abi, salacaksın boruyu.
- Şöyle ufak bir alet yapacaksın abi, elli metre içindeki tüm casus kameraları, dinleme cihazlarını bozacak. Düşünsene abi, bütün devletler alır. Ayrıca sakat işler çevirenler, bütün meşhurlar böyle bir alete sahip olmak için dünyanın parasını dökerler. Köşe oluruz abi, hem de sekiz köşe!
- Sen hiç otları düşündün mü abi? Gğneş enerjisini ATP’ye (adenozin tri fosfat) çevirip verimli bir şekilde kullanıyorlar. Biz ne yapıyoruz, elektriğe çevireceğiz diye uğraşıp duruyoruz. Halbüsükü direkt ATP kullanan ev aletleri yapsak ya! ATP’li buzdolabı, fotosentez yapan televizyon… Ne diyorsun abi, teknolojinin tanımı değişir be! Çevreye zararsız, köşe edici, di mi ama?
- Bu fay hatları yerkabuğundaki kırıklar değil mi abi, deprem bunlardan çıkmıyor mu? Diyorum ki abi, bunları alçıyla, çimentoyla kapatalım, fena mı olur? Hatta dökeceksin baliyi, yapıştıracaksın kayaları, bak bir daha deprem oluyor mu. Haksız mıyım abi? Evet amcam müteahhit. Ne alaka be abi?
ulaş akyol
1 yorum:
:)))) Cidden dahice fikirler...
Yorum Gönder