Çin’de çok eski tarihlerden beri yerleşik düzen vardı. Oturmuş düzenleri, bilimadamları, iyi bir ekonomisi (sonuçta ipeğin anayurdu, tekstil sektörü geniş) vardı. Bizim atalarımız ise bulundukları coğrafya buna izin verdiği için hayvancılığa yönelmişlerdi. Büyük kısmı göçebeydi. Koskoca Çin İmparatorluğu, göçebelerin saldırısını önleyemez miydi o set olmadan? El insaf!
Çinliler barutu ve roketi bulan ve kullanan ilk insanlardı. Kitaplarda yazmıyor ama bu işte epey ileri noktalara ulaşmışlardı. İmparator III. Huang zamanında uzaya ilk roket gönderilmişti bile. Başta Huanglar’ın beşincisi varken Çinliler’in roketleri ışık hızına ulaşmayı başardı. V. Huang dünyaya 200 ışık yılı uzaklıkta bulunan Ku-Su (Çince adı bu) yıldızına gitmeyi kafasına koymuştu, çünkü astrologları Ku-Su’nun onun şans yıldızı olduğunu söylemişti. V. Huang ve binlerce asker dondurularak bir rokete bindirilip Ku-Su’ya gönderildi. Ancak bir sorun vardı: Onlar için yolculuk 400 yıl sürerken dünyada 10.000 yıl geçmiş ve geri döndüklerinde dünya epey değişmiş olacaktı.
VI. Huang babasının çılgın fikirlerinden çok üzüntü çekmişti. Roket bilginlerini öldürttü ve konuyla ilgili belgeleri seddin bir yerine gömdürdü. Yine de babasının dönüşte dünyayı tanıyabilmesi için uzaydan görülebilen tek insan yapısı olan bu devasa seddi yaptırdı. Yaa ibret bunlar ibret.
Çin hükümeti seddin altında halen bu roket yapım bilgilerini aramaktadır. Siz uyuyun bakalım.
-çarpıtılmış bilgi kutsaldır-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder