10 Mart 2008 Pazartesi

kader bağlıyor


Felsefe alanında en önemli tartışmalardan biri olan belirlenimcilik - özgür irade tartışması, halkın yaşamında kader tartışması olarak devam ediyor.

İslam’ın yumuşak karnıdır kader. Müslümanların ve kafirlerin üzerinde en çok tartıştığı mesele.

Sorular sorulur:
"Hepimiz ezelden Tanrı tarafından programlanmış robotlarsak, Tanrı tüm seçimlerimizi önceden biliyorsa, ne diye beni cehenneme gönderiyor? Yok eğer ne seçeceğimi bilmiyorsa, bu İslam’daki Tanrı anlayışına ters bir olay değil mi?" gibisinden.

Kısır bir tartışma. Hiçbir sonuca varmaz, kimse kimseyi ikna edemez. Bu yüzden es geçiveriliyor. Üzerine düşünülmüyor. O anki duruma göre bazen kadere bazen de özgür iradeye inanılıyor.

Aslında çok da yanlış bir tutum değil bu. Özgür irademle bazı şeyleri yapabildiğime inanıyorum. Mesela iki yoldan hangisine gideceğimi irademle seçebilirim. Özgür irade olmazsa hayatın ne anlamı kalır ki?

Ama bir şeyler de kader gibi belirlenmiş duruyor. Yani hem seçimler, hem belirlenenler var.
Burada iki tip belirlenim gözüme çarpıyor.

Birinci tip belirlenim: Kurallar. Madde belli kurallara uygun hareket ediyor. Mesela "(Bir)lik" başlıklı yazımda (bkz. Aşağıdaki Diğer Yazıları bölümü) "Fermiyon hanımların asla aynı elbiseyi giymeme kuralı" (Pauli dışarlama ilkesi) vardı. Evrendeki her elektron bu kurala uymak zorundadır, belirlidir.
Kural derken, bunlar Tanrı'nın "denklemler kitabında" yazıyor anlamında söylemiyorum. Maddenin doğası budur. Bilimadamları maddenin doğasını araştırarak bu kurallara ulaştılar. Pauli dışarlama ilkesine uymayan madde yok, çünkü uymasa madde diye bir şey olmazdı. Bu kurallar onun özü.

İkinci tip belirlenim: Geçmişteki seçimler. Mesela dün intihar etmeyi seçseydiniz, bugün bu yazıyı okuyamazdınız. Sadece insanlar değil, hayvanlar da, hatta tanımı zorlarsak bitkiler, elektronlar bile seçimler yaparlar.

Kurallar ve eski seçimler, şimdinin, şu anın nesnel koşullarını, belirlenmiş kısmı oluşturuyor. İslamî anlamda olmasa da buna kader denebilir.
Ve siz bu anda bir seçim yapıyorsunuz, seçiminiz ne kadar özgür bir seçimdir?

Bu sizin, nesnel koşullar ve şu anki durum hakkındaki bilgi düzeyinize bağlıdır. Mesela nesnel koşullar önünüze seçim yapmanız için beş yol gösteriyor. Bu yollar hakkında bilginiz ne kadar fazlaysa, sizin için doğru olanı seçmeniz o kadar mümkün. Yani seçiminizi belirleyen etkenler ne kadar fazlaysa, o kadar özgür bir seçim oluyor. Paradoksal bir durum.
Neyse ki nesnel durumu asla tamamen bilemiyoruz. Ayrıca siz bir seçim yaparken, aynı anda başkaları da sonsuz sayıda seçim yapabiliyor. Seçiminizin bir kısmını poker oynar gibi yapmak zorundasınız. İşin zevki de burada herhalde.

Seçiminiz, gelecekteki nesnel duruma bir katkı yapıyor. Büyük sorumluluğunuz var, katkılarınızı yaparken iyi düşünün, çünkü kelebek etkisi diye bir şey var. O da bir dahaki yazının konusu olsun.

ulaş akyol
www.huznukomik.net te yayınlandı.

Hiç yorum yok: