*bilmemkaç sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre aşağıdaki hikaye akıl sağlığına zararlıdır. *
Zeus ne de olsa baştanrıydı. Herşeyi görebilirdi ve böyle sahneleri hiç kaçırmadığı için adı Apollo tarafından pornocuya çıkarılmıştı. Apollo bu konuda çok da haksız sayılmazdı. Zeus bu iş için bir dergi bile çıkarmıştı. (Penthouse dergisinin adı, Zeus’un çıkardığı Penta Zeus dergisinden gelir.) Zeyna’nın (Xena) çıplak fotoğrafını basmıştı. Aslında Zeus’un karısı Hera’nın onu merdane ile kovalaması gerekirdi, (Tanrı da olsalar evlilik evliliktir) ama onun orta yaş bunalımında olduğunu düşünerek kendini avutuyordu. Tabi bu Hera’nın salakça tesellisiydi, çünkü ölümsüz bir tanrının orta yaşı olamazdı. Zeus da zamparalıklarını rahat devam ettirebilmek için bunu fırsat bilerek bunalım takılıyor ve Hera’nın yanında “Hayatın anlamı ne?” türünde sorular soruyordu. Ama yine de Zeus korkardı Hera’dan. Zeyna ile basıldığından beri araları da biraz soğumuştu. Neyse…
Zeus Pipokus’u beğenmiş ve Smokus’u kıskanmıştı. Hemen savaş tanrısı Ares’i çağırttı. Ares ikiyüzlü bir tanrıydı. Bir yandan Zeus’a yalakalık yapıyor, bir yandan da onu devirmek için askeri darbe hazırlıyordu. Bunun için “asileri” yani Prometheus ve Pan’ı ayarlamıştı bile. Fakat sonra darbe suya düştü. Prometheus ateşten sonra Ares’in savaş baltasını da çalıp Zagor’a vermişti. Ona güvenmekle hata etmişti. Ne de olsa bir hırsızdan öte, hırsızların tanrısıydı o. Pan’a gelince flüt çalıp zıplamaktan başka bir şey yapmıyordu. Darbe işi olsaydı, şimdi Zeus yerine Ares’i baştanrı olarak bilecektik.
Zeus Ares’ten, Smokus’u getirmesini istedi. Ares bu isteği on saniyede yerine getirdi. (Hızlı tanrıydı Ares, sporcuydu, Olympos Harb Okulu’nda az idman yapmamıştı.) Smokus Pipokus’la sarmaşdolaştı tabi. Onları ancak üzerlerine soğuk su dökerek ayırabildiler. Zeus Smokus’a doğa tanrısı olmasını teklif etti, bir nevi bakanlık yani. İyi işti tabi, ama bunun karşılığında Pipokus’u Zeus’a bırakması gerekiyordu. Smokus bakanlık için Pipokus’u sattı. Başına gelecekleri o zaman bilemezdi. Zeus’un kafasında daha yeni yarattığı kırk tilki dolaşıyordu ve henüz kuyruklarını yaratmadığı için birbirlerine değme ihtimali yoktu. Doğa tanrılığı işini Kybele’ye de önermişti, onunla kırıştırırken. İlişkisini sürdürmek için bereket tanrıçalığı işini ona verecekti. Bu yüzden Zeus Smokus’a verdiği sözü tutmadı ve onu bir tütün yaprağına dönüştürüp yarı beline kadar toprağa gömdü. Erol Taş o zaman da vardı. Zeus onu taklit ederek:” İşte sana doğa, çiçekler ve böcekler! Nı ha ha ha!” dedi. Smokus pişman olmuştu, fakat artık elinden ya da dalından bir şey gelmiyordu. Zeus kendini Erol Taş rolüne iyice kaptırmıştı. Her gün Pipokus’u, Smokus’u gömdüğü bahçeye götürüyor ve onun gözleri önünde…
Artık dayanamıyordu Smokus ve “Koyun beni ateşlere yanayım!!!” diye bağırdı. Sesi o kadar güçlüydü ki dünya sarsıldı, dinozorlar öldü. İnsanlar onun acıklı sesini duydular ve onu yaktılar. Smokus’un derdine ortak olmak için dumanını içlerine çektiler. Tütün yakmak için yaptıkları alete Pipokus’tan esinlenerek pipo adını verdiler. Piponun içine tütün konulması, Smokus ile Pipokus’u buluşturmak içindi. Ateş ise pişmanlığı ve aşkı simgeliyordu. Bu iş gelenek halini aldı. Yüzyıllar geçtikçe insanlar bu geleneğin kökenini yavaş yavaş unuttu ve tütün artık zevk alınan bir ot halini aldı. İnsanlar farketmeden bu geleneği sürdürürken, puro ve sigara çıktı, mertlik bozuldu.
İnsanlar halen, bilmeden de olsa bu geleneği sürdürmektedir. Smokus artık platonik ve tek taraflı bir aşkla ve pişmanlıkla harıl harıl yanıyor. Ve insanlar dumanları ciğerlerine çekip Smokus’un derdine ortak oluyorlar. Bu derdin yükü insanları kanser ediyor.
Gökten üç tane sigara düştü. Fakat sigaralar patlak olduğu için kimse onlara dokunmadı.
THE END
Hikayenin anafikri: Dişlerimizi hergün iki defa tam iki dakika fırçalamalıyız.
ulaş akyol
(eski bir yazı, tarih belli değil, hüznükomikte yayınlanmadı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder