Beybazarca Sözlük



amedeni:
  aniden, birdenbire
aza (sağmak):  ölünün arkasından yapılan geleneksel törenler bütünü(ne katılmak), yas tutmak

bikerişte:  bu kez de,  bu sefer de
böğşemek:  yumuşamak (ör: ıccak suyu vuruncası kirlerim böğşeyekodu.)
cınımak:  mızıkçılık yapmak (ör: cınıma la cınıma!)
cimcik:  fiyonk makarna  (ör: anam akşama cimcik aşı etmiş.)
cincombalak kılmak:  takla atmak
curu(ltmak):  sıvı hale, akışkan hale getirmek
çekelez:  bir sincap cinsi
çekişmek:  kızmak, azarlamak
çelertme olmak:  başı dönmek, düşecek gibi olmak  (ör:açlıktan çelertme oldum)
çon:  kalça (ör: otura otura çonlarım ağrıdı )
çövdürmek:  tuvaletini yapmak, daha ziyade büyüğünü
diğdirmek:  işemek (daha ziyade erkeklerin işemesi)  (ör: duvarın dibine diğdiriver.)
dinelmek:  dikilmek, inat etmek  (ör: eccik yatiin sonra dinelirin )
dip bina:  çok eski zaman (bkz. tuzlandığından başlamak) (ör: dip binasından başladı anlattı durdu )
ebesüt:  hamurişi yiyeceklerin genel adı
emecen:  kertenkele
fasla et:  el kadar parçalar halinde doğranmış et  (ör: beş fasla et sarsana)
fengire:  ip eğirirken ipin sarıldığı tahta parçası (ör:başım fengire gibi döner )
fıldırtdak:  amedeni , ama hareket için kullanılır.  (ör: fare fıldırtdak dışarı çıktı )
fırtmak:  burkulmak, bir şeyin sıkıca tutulduğu yerden fırlaması (ör:ayağım fırttı.)
fışkı:  bok
fıydırmak:  bir şeyi bir yere atmak.  (ör: taşı ağaca doğru fıydırdım)
gağşaşmak:  titreşmek  (ör: gağşaştırmalı cep telefonu )
gartalaç:  pişirilerek kurutulmuş yufka, ıslanıp börek yapılır.
gidişmek:  kaşınmak  (ör: ayağım pek gidişiyor.)
goğzamak: gevşemek  (ör: yatağın vidaları goğzamış,ondan sallanı zere.)
golay oluvermek:  uyuşmak, birden güçsüzleşmek (ör:bacağım golay oluverdi)
haftanın günleri:  bolbazarı,havtarası,çarşamba,perşembe,bazar,gapalıbazar,?
helesin:  iyi ki, neyse ki, allahtan 
hezerlenmek:  utanmak
hıngıldamak:  mızıldanmak
hını gını:  atıştırmalık, abur cubur  (ör: geliken hınıgını aldım)
hora geçmek:  iyi gelmek   (ör: sıcak çay pek hora geçti soğukta )
ı:  bir soru eki, demek öyle gibi bir anlama geliyor (ör: bi daha yapacan nı ı?)
içirik:  1.yatak yastık doldurmakta kullanılan küçük parçalara ayrılmış kumaş yığını.  2.mcz:  değersiz,karman çorman  (ör: evin haline bak içirik gibi olmuş)
immana: çok fazla, çok 
irkmek: biriktirmek 
keşir: havuç
metlemek: zıplamak  (ör:çekirge metledi)
n'ocak: neden  (ör: nocak da su sulamaya giden)
namaz:  regaib kandilinin beybazarca ismi. kandil günü hz. muhammed'in doğum günü havai fişek gibi patlayıcı maddeler kullanılarak kutlanır
nemmen:  ne bileyim benin kısaltılmış hali
okumak:  davet etmek   (ör:hatçe beni mevlide okudu)
onatçana:  düzgün bir şekilde  (ör:işi sallaman, onatçana yapın)
otmaya gitmek:  misafirliğe gitmek 
sormak:  emmek
süldür:  pasaklı, rüküş, kendine dikkat etmeyen kadın  (ör: gali iyice süldür aaşa(ayşe) oldun)
tek durmak:  yaramazlık yapmamak  (ör: iki dakka tek dur olm )
tiltombak:  şeftali
töngeme:  küçük yaramaz çocuk, afacan
trakkal:  bir seferden daha fazla patlayan eğlencelik patlayıcı türü (bkz. namaz)  (ör: namazda trakkal attım, patlamadı)
tuzlandığından başlamak:  doğumundan itibaren anlatmak, gereksiz bir şekilde bir meseleyi en başından anlatmak
varbak:  herhalde,demek ki  (ör: tekerlek patlayıncası buraya varamadı varbak)
yave:  lafı yavaş yavaş,bayıltarak söyleyen kimse
yavu yarka: abuk sabuk  (ör: yavu yarka gonuşuyon)
yılçarmak:  rahatsızlık verecek derecede şımarıklık yaramazlık yapmak  (ör: yılçarman gari oh yavrum)
yinsel:  yemesi zevkli şey  (ör: aş da pek yinsel olmuş.)
yumcalamak:  top haline getirmek  (ör: beni kirlenmiş bir mendil gibi yumcalayıp attın.)
zere:  (şaşırarak)ha ondan dolayı, demek ki 
zıngıldamak:  sallanmak 
zır:  çok
zöve (zıravut):  uzun iri yapılı kimse

.
.
.




daha bir sürü kelime var
aklınıza gelenleri yazın, ekleyelim